-
1 sucrerie
-
2 хрупать
-
3 se bourrer
v prse bourrer de qqch bir şeyden tıka basa yemek -
4 заедать
paralamak; yiyip bitirmek; sıkışıp kalmak,tutukluk yapmak* * *несов.; сов. - зае́сть1) ( загрызать) paralamak2) ( мучить укусами - о насекомых) yeyip / yiye yiye bitirmek3) в соч.заеда́ть лека́рство конфе́той — ( içilen acı) ilacın üstüne bir şeker yemek
4) перен., разг. (изводить, мучить) yeyip bitirmekеё тоска́ зае́ла — elem onu yeyip bitirdi
5) безл., разг. ( застревать) takılıp kalmak; sıkışıp kalmak; tutukluk yapmakя́корь зае́ло — demir bir şeye takılıp kaldı
6) безл., прост. onuruna dokunmakчто тебя́ зае́ло? — senin onuruna dokunan nedir?
-
5 häufen
häufen ['hɔıfən]zwei gehäufte Esslöffel Zucker iki yemek kaşığı dolusu şeker, tepeleme dolu iki yemek kaşığı şekerII vrsich \häufen kümelenmek, yığılmak; ( sich ansammeln) birikmek -
6 dağılmak
разва́ливаться рассе́иваться руши́ться* * *1) расходи́ться, располза́ться, рассе́иватьсяbulutlar dağıldı — ту́чи разошли́сь
meclis dağıldı — меджли́с распу́щен
2) развали́ться, распа́сться, раздроби́ться ( на части)babanın ölümünden sonra aile dağıldı — по́сле сме́рти отца́ семья́ распа́лась
üstüne oturunca iskemle dağıldı — как то́лько на неё се́ли, скаме́йка развали́лась
3) хим., физ. распуска́ться; разлага́ться ( на составные части)şeker suda dağıldı — са́хар в воде́ раствори́лся
4) быть разбро́санным, быть в беспоря́дкеkızın saçı dağıldı — у де́вочки во́лосы растрепа́лись
oda dağıldı — ко́мната в беспоря́дке
5) быть ро́зданным, быть разнесённымmektuplar dağıldı — пи́сьма разнесены́
yemek dağıldı — еду́ разда́ли
-
7 nehmen
nehmen <nimmt, nahm, genommen> ['ne:mən]vt1) ( ergreifen) almak;ich weiß nicht, was ich \nehmen soll ne alacağımı bilmiyorum2) (an\nehmen) kabul etmek;man muss ihn \nehmen, wie er ist onu olduğu gibi kabul etmek gerekir3) ( verlangen) istemek;er nimmt 30 Euro die Stunde saatine 30 euro istiyor4) (weg\nehmen) alıp götürmek; (heraus\nehmen) almak (-den);jdm die Hoffnung \nehmen birinin umudunu kırmak;du solltest dir einen Anwalt \nehmen kendine bir avukat tutsan iyi olacak6) (ein\nehmen) almaketw zu sich \nehmen; ( essen) bir şey yemek; ( Kleinigkeit) bir şeyler atıştırmak; ( trinken) bir şey içmek;sie nimmt Pillen hap alıyor;ich nehme nie Zucker in den Kaffee ben hiçbir zaman kahveme şeker almam;\nehmen Sie noch ein Stück Torte? bir parça pasta daha alır mısınız?7) etw auf sich \nehmen bir şeyi üzerine almakjdn zu sich \nehmen birini yanına almak;jdn beim Wort \nehmen birinin sözüne inanmak;sie nahmen ihn in die Mitte onu ortalarına aldılar;er ist hart im N\nehmen metanetlidir;jdm etw übel \nehmen birine bir şeyden alınmak [o gücenmek] -
8 tepeleme
1. beating or thrashing severely. 2. (filling something) heaping full or brimful. 2. heaping portion of, heap of: tepeleme dondurma a heaping portion of ice cream. 4. heaping: bir tepeleme yemek kaşığı şeker a heaping tablespoon of sugar.
См. также в других словарях:
şeker hastalığı — is., tıp Kanda glikozun artması sonucu idrarda şeker bulunması, çok su içme, çok yemek yeme ve çok idrar yapma ile beliren hastalık, şeker, diyabet Ben de hastayım hanım, şeker hastalığım var. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
parmak parmak yemek — parmaklayarak yemek Sen şeker ol ben kaymak / haydi yiyelim parmak parmak. Halk türküsü … Çağatay Osmanlı Sözlük
tutmak — i, ar 1) Elde bulundurmak, ele almak Kucağında kundaklı bir çocuk tutuyordu. Ö. Seyfettin 2) Ele geçirmek, yakalamak Evvela bu terbiyesiz köpeği tuttu, bağladı. Ö. Seyfettin 3) Avlamak Dalyan işletiyorum, tuttuğumuz balığı tekrar denize döküyoruz … Çağatay Osmanlı Sözlük
uva — çagıran kişiye cevap için ne buyuruyorsun? anlam ında bir edat I, 40 içine şeker ufalanan bir çe şit yemek bkz: uwa … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini